Ambalajın modern hayatın bir vazgeçilmezi olduğuna ve yararlarına daha önceki bölümlerde değinmiştik. Çok eski zamanlardan beri insanoğluna bu kadar hizmeti dokunan ambalajın çevreye bir zararının olmaması da yine insanoğlunun tekelindedir.
Ülkemizde de Ambalaj Atıklarının Kontrolü yönetmeliğine göre geri dönüşümü mümkün olmayan malzemelerin ambalaj üretiminde kullanılmaları yasaktır. Dolayısı ile geri dönüşümlü malzemelerden üretilmiş bu ambalajların kullanım ömürlerini tamamladıktan sonra geri dönüşüm sürecine girmeleri gerekmektedir. Bu aşamada topluma da bu konuda bilinçli davranıp kullanılmış ambalajlara bir çöp muamelesi yapılmaması gerekmektedir. Toplumun bu konuda bilinçli davranmadığı durumlarda çevre kirliliği baş göstermeye başlar.
Ambalaj atıkları kesinlikle çöp değildir. Çoğu zaman içtiğimiz bir meyve suyunun, yediğimiz bir gıdanın veya aldığımız yeni bilgisayarımızın ambalajlarını evsel atıklarımızla birlikte aynı kutuya atarız. Oysaki ambalaj atıkları birçok sektörde ikincil hammadde olarak kullanılabilecek değerli malzemelerdir. Bizler ambalajın bu değerinin farkında olmazsak, her gün ellerimizle ülkemizin ve dünyamızın doğal kaynaklarını da yok etmiş oluruz. Günümüzde sınırlı sayıda olan düzenli depolama tesislerinin de evsel atıklarımız ile hızla dolduğu düşünülürse, daha kalıcı bir çözüm arayışı başlaması kaçınılmazdır.
Ambalaj çöp değil, değerli bir malzemedir derken bir şeyi atlamamalıyız. Her atık eğer doğru işlenir ise çöp haline gelmez.